file:///C:/Users/osener/AppData/Local/Temp/yandex_5595a10dc0cbe17c.html

dereotlu peynirli midye poğaça

sabahları çayın yanında yada okula giderken çocuğun elinde bir poğaça oldumu insanın keyfine diyecek olmuyor... 

 dışarıdan alınan poğaçalar hem mayalı olduğu için hemde çok fazla yağ barındırdığı için insanı rahatsız edebiliyor... 

 zaten eskiden hazır poğaça mı vardı... 

 ben rahmetli anneannemin yaptığı o kıyır kıyır poğaçalarla, küllü su ile yaptığı kurabiyelerle büyüdüm... 

 çocuğumda öyle büyüsün istiyorum ama devir değiştikçe insanlar her şeyin kolayına, her şeyin hazırına kaçmaya başladı... 

zaten aslında ne aldığımız un eski un, ne de kullandığımız yağ eski yağ... neyse bu kadar nostaljiden sonra güzel bir poğaça yapsak iyi olacak... 

 bize gerekli olan ilk şey oda sıcaklığında yumuşamış 100 gr. margarin... derin bir kaba margarini koyduktan sonra içerisine 1 çay bardağı sıvı yağ ve kullanacağımız iki yumurtadan birinin tamamını diğerininde sadece beyazını koyup, kalan yumurta sarısını üzerine sürmek için ayırıyoruz... 

 bu sırada bir demet dereotunun sapları hariç uç kısımlarını ince ince kıyarak karışımımıza ilave ediyoruz... 


iki çorba kaşığı yoğurduda ilave ettikten sonra  malzemelerimizi biraz karıştırıp yağ parçalanana kadar yoğuruyoruz...

 sonra içine 1 çorba kaşığı sirke, 1 çay kaşığı tuz ve 1 paket kabartma tozunuda ilave edip un koymaya başlıyoruz... 


 koyduğumuz un yaklaşık 3 su bardağı olacak ama sizin kriteriniz yaptınız hamurun elinize yapışmaması olmalı... 


 hamur kulak memesi kıvamına gelmiş ve artık yoğururken elinize ve kaba yapışmıyorsa olmuş demektir daha fazla un koymayın...

 eğer poğaçayı midye şeklinde kapatacaksanız içine koyduğunuz peynirin erimeyen cinsten olması gerekiyor... 

peynir eriyorsa tam kapatarak klasik poğaça şeklinde yapmalısınız... 

 midye şeklinde kapatmak için ceviz büyüklüğündeki hamurunuzun ortasına bir parmağınızla bastırıp çukur bir kanal açmanız, sonra o kanal peyniri koyup uç kısımlara bastırmadan kapatmanız gerekiyor...böylece dudak şeklinde poğaça elde etmiş oluyorsunuz...




bu şekilde hazırladığımız poğaçalarımızı yağlı kağıt serdiğimiz veya yağladığımız tepsimize dizdikten sonra üzerlerine yumurta sarısı sürük birazda çörek otu serpip 170 derecede ısıttığımız fırında üzerleri kızarana kadar pişirdikmi artık hazırlar demektir... 

 tarif bir tepsilik poğaça için daha fazlası için aynı oranda arttırarak daha fazla yapabilirsiniz... 

 afiyet olsun...




köfte tarifi ( hamburger köftesi tarifi )

aslında bir çok kişinin kendine özgü bir köfte tarifi vardır...

genelde bu tariflerde bayat ekmek soğan sarmısak vb. olur...

evdeki şef size içinde bunların olmadığı bir köfte tarifi verecek şimdi...

özellikle hamburger köftesi yada ızgara köfte olarak pişirebileceğiniz bir tarif bu...

güzel bir köfte yapmak için gerekli en önemli şey etin doğru yerinden çekilmiş kıyma...

aslında doğru kıyma için filozof olmaya da pek gerek yok...

sizler için dana rulodan çektireceğiniz kıyma yeterli lezzeti verecektir...

ama eğer bulabiliyorsanız kuzu dana karışımı kıyma bu iş için en uygun ettir...

benim tarifimde derince bir kaba koyduğum yaklaşık 1 kg kıymanın içine 3 çorba kaşığı galeta unu, 2 çay kaşığı karbonat, 4 çay kaşığı tatlı kırmızı toz biber, 1 çay kaşığı kararbiber, 2  çay kaşığı kimyon, 3 çay kaşığı tuz, 1 yumurta ve 1,5 çay bardağı su ilave edip  iyice yoğuruyoruz...

köftemizi kasesiyle beraber bir torba içerisine koyup buzdolabında mümkünse bir gün ama zaman yoksa mümkün olduğunca fazla dinlendiriyoruz...

dinlendikten sonra hamburger köftesi olarak değerlendirecekler bir buzdolabı poşetinin ortasına köfteden yaptıkları ceviz büyüklüğündeki bir topu koyup üzerine bir bardağın altıyla vurarak ince yassı hamburger köfteleri yapabilir, bunları buzdolaplarında birbirlerine yapışmayacak biçimde aralarına naylon koyarak dondurabilirler...

ızgara köfte yapacaklar da ellerini ıslatarak yine istedikleri formu vererek kullanabilirler...

bu inegöl köfte formuna yakın köfteyi deneyip yapacaklara şimdiden,

afiyet olsun...

ali nazik kebap



Türk mutfağı dendimi akla ilk gelen sebze patlıcan oluyor...

bir yemeğin içinde zaten közlenmiş patlıcan, et, tereyağı ve yoğurt olup kötü olmasıda pek muhtemel değil...

neyse gelelim tarifimize...

bize gerekli olan kişi başı bir büyük yada iki küçük patlıcan ve yine kişi başı 80-100 gr kadar yağsız kuşbaşı et...

patlıcanları artık bir çoğumuzun evinde bulunan ve közmatik denilen aparatla ocağımızın üzerinde güzelce közlüyoruz...

yalnız patlıcanları ocağa koymadan önce mutlaka bir çatal yardımıyla 7-8 yerinden delinki patlamasınlar...

patlıcanlarımız közlendikten yani iyice içleri yumuşadıktan sonra kabuklarını soyup doğrama tahtamızın üzerinde varsa zırhla ki muhtemelen yoktur :))) yada bir bıçak yardımıyla iyicene kıyarak püre haline getiriyoruz...

bu sırada tercihen bir vog tava yada yoksa teflon tavaya az bir miktar sıvı yağ koyup içerisine de mümkün olduğunca küçük doğranmış kuşbaşı etlerimizi ilave edip güzelce kavuruyoruz... etler yağına düştüğünde içerisine bir miktar tuz, karabiber ve tatlı toz biber atarak baharatlandırıyoruz...

bir çukur tencereye patlıcan adedimize göre 1-2 çorba kaşığı tereyağı koyup içerisinede yine patlıcan sayımıza göre yaklaşık 4 patlıcana 1 çorba kaşığı olacak şekilde un ilave edip bir dakika  çevirdikten sonra 
patlıcanlarımızı ilave edip bir-iki  diş kadarda sarmısak ve tuz  ilave edip beş dakika kadar çeviriyoruz...

bir kase içerisinde mümkün olduğunca katı kıvamlı sarmısaklı bir yoğurt hazırlıyoruz...

yine bir tava yada cezve içinde de 2-3 çorba kaşığı tereyağını eritiyoruz...

tabağımıza önce hazırladığımız patlıcanları ortası çukur olacak şekilde yerleştirip üzerine sarmısaklı yoğurt döküyoruz...

sonra ortasındaki boşluğa etlerimizi yerleştirip üzerine erittiğimiz tereyağından bir miktar gezdiriyoruz...

domates biber ve maydonozla süsleyerek servis yapıyoruz...

türk mutfağının bu geleneksel ve eşsiz lezzetini denemenizi öneririrm...

şimdiden afiyet olsun...

Akçapınar Tostçusu


Akçapınar tostçusu yolunuz muğla civarına düşerse mutlaka uğranması  gereken mekanlardan bence...
Marmaristen Muğlaya doğru giderken fethiye-köyceğiz ayrımına gelmeden hemen önceki göbekten Akçapınar sapağına girerseniz ağaçlı yolun devamında 500 mt. kadar ilerde görebilirsiniz...

Gökovaya has ağaç işlemeli tavanı, otantik yapısı, lezzetli ve hesaplı menüsüyle aslında bilenlerin müdavimi olduğu bir mekan...


Pazar sabahları gittiğinizde masa sırası beklemeyi de göze almalısınız tabi...




 Bu güzel mekanda yiyebileceğiniz en meşhur iki lezzetten biri kıymalı pidesi... Ege yöresindeki geleneğin aksine karadeniz usulü kavrulmuş kıyma ile yapılan bu pide ile gözleme arası ürün yanında içmeniz gereken bol köpüklü ayranla muhteşem gidiyor diyebilirim... Üstelik fiyatı sadece 6 TL...



 Yine mekanın adınıda aldığı tostuda gerçekten çok güzel... Konuştuğumda içerisine sucuk, kaşar, ve domates konan ve yoğun bir ekmekle yapılan tostun sucuğunu kendilerinin yaptığını söylediler...
Tost yarım ekmek arası geliyor ve bir kişiyi çok rahat doyuruyor...





 Mekanda fiyatlar ; 
 serpme kahvaltı 7 TL, taze nar suyu 4 TL , ev yapımı limonata 3 TL, Kıymalı pide 6 TL, tost 5 TL




 Bu arada gittiğinizde Akçapınar Tostoçusunun önünden geçen ve iki tarafı yüksek ağaçlarla çevrili yolda hatıra fotoğrafıda çektirmeyi unutmayın derim...



Top Kabaklı karışık Dolma

malum dolma türk mutfağının vazgeçilmezlerinden....

tabi yabancı mutfaklar tarafından asimile olduğumuz için, aynı zamanda bir çoğumuzun burun kıvırdığı bir yemek bizim gariban dolma...

ama şöyle bir kıymalı karışık dolma yanınada buz gibi bir yoğurt oldumu helede güzel yapılmışsa tadından yenmez...

neyse bu kadar geyikten sonra işimize geri dönelim şöyle dillere destan bir dolma yapalım...

cümle alem dolmanın gücünü görsün...

dolma için biber, patlıcan, patates top kabak tercih ediyorum ben...

içi için 100 gr kadar kıymaya (kıyma kesinlikle donuk olmayacak), 2 orta boy küçük doğranmış kurusoğan,3/2 su bardağı pirinç (yani yarım su bardağından biraz fazla),2 küp doğranmış domates, 1 çay kaşığı kimyon, 1 çay kaşığı tatlı toz kırmızı biber, 1.5 çay kaşığı tuz, bir tutam karabiber,1 çorba kaşığı domates salçası, yarım çay bardağının yarısı sıvı yağ ilave edip karışımı aynı pide içi yapar gibi güzelce karıştırıyoruz...

top kabakların üstten kafasını kapak olacak şekilde keserek içlerini oyuyoruz ....

patates ve patlıcanlarada aynı işlemleri uygulayıp, biberlerinde çekirdeklerini boşaltıyoruz...

bu arada ben dolmalık biber değil daha etli olan büyük köy biberlerini tercih ediyorum, tencereye dizmesi biraz daha zor ama daha lezzetli oluyor...

sonrasında hazırladığımız içimizi sebzelerimize doldurup, ağızları yukarı gelecek bir şekilde tenceremize dizip kapaklarını kapatıyoruz...

bu aşamada tencere boyutunu iyi seçmenizi öneririm...

dolmalar sıkışık olabilir ama araları boş olmasın yan yatıp dağılmasınlar...

püf nokta olarak sebzeleri tencereye dizerken çatalla etraflarına delik açmayı unutmayın...

bu sırada bir kasede 1 yemek kaşığı domates salçasına 1 çay kaşığı tuz veyarım çay bardağı sıvı yağın kalan yarısını ilave edip yaklaşık 2 su bardağı kadar suyla sulandırıp tenrecemizin üzerinde gezdiriyoruz...

varsa bu aşamada tencerenin üzerine bir parçada tereyağı atabilirsiniz lezzet verir...

son olarak tenceremizin kapağını kapatıp,  ocağımızın üzerine alıp kısık ateşte pişmeye bırakıyoruz...

bu sırada bir demliğe su koyup bir yandan kaynatırsanız, yemeğinizin suyu azalırsa oradan ilave edebilirsiniz...

ancak fazla su koyup yemeğin tadını kaçırmamaya dikkat edin...

sebzelerimiz iyicene yumuşayıp dolmamızın suyuda helmelenip sos kıvamına geldiğinde yemeğimiz hazır demektir...

bu arada dolamnızın içi artabilir, artan için içine sebzelerinizin içinden çıkan kısımlarını ince ince doğrayıp, içerisine artan malemeye göre 2-3 çorba kaşığı kadar un ve koyduğunuz  her çorba kaşığı un için  bir yumurta kırarak ve pirinçler için bir avuç kadar su ilave ederek  yağlı kağıt serdiğiniz fırın tepsinize sererek 180 derecede kızarana kadar pişirebilir, lezzetli bir çeşit yemek daha yapabilirsiniz...





afiyet olsunnnnnn.....

bu arada özellikle bayan okurlarıma bir önerim var...Okumanızı öneririm...

http://kontroledemedigimdigeryanim.blogspot.com.tr/  hayata dair yeni ve değişik bir bakış açısı ...

yakında kitabıda çıkacak buradan duyuracağım...

kek tarifi (damla çikolatalı muffin)

cup cake günümüzün en trend yiyeceklerinden oldu...

ev hanımlarının genç kızların evde hem hobi hem ticaret olarak internet üzerinden  başladıkları bu kek yapım ve satım işi   artık güzel dükkanlar aracılığıylada halka ulaşmaya başladı...

aslında yapımları çokda zor değil. Ama artık insanların evlerinde mutfaklarında geçirdikleri zamanı ölü olarak kabul etmesinin bir sonucu sanırım bu tip dükkanlar... artık bizde kadınların çalışma hayatında aktif rol almalarıyla beraber hazır yemeğe doğru engellenemez bir hızla gidiyoruz...

neyse bu kadar sohbetten sonra gelelişm tarifimize...

oda ısısında bir süre beklemiş 2 yumurta ile 1 su bardağı şekeri mikserle iyice çırpıp krema kıvamına getiriyoruz...içine yarım su bardağı sıvı yağı ve 3 çorba kaşığı yoğurdu  ekleyip çırpmaya devam ediyoruz....1 paket vanilya 1 paket kabartma tozu ve 1.5 su bardağı unuda elekten  geçirerek karışımımıza ekleyip tahta bir kaşıkla karıştırıyoruz...Son olarak 1 çay bardağı kadar damla çikolatayı hafifçe unlayıp içine kattıktan sonra kalıpları yarısına kadar doldurup önceden ısıttığımız fırında 175 derecede pişiriyoruz... takriben 15 dakika  gibi bir sürede pişiyor dikkat edin çok kurutmayın...

bu tarifi kek kalıbında yapabileceğimiz gibi içine cevizden havuca, limon kabuğundan tarçına  kadar canımız ne isterse koyabiliriz..

 özellikle çocukların çok sevdiği bu tarifi yapmanızı öneririm...

afiyet olsun...

karnıyarık tarifi

yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte patlıcan yeniden sofralarımızdaki yerini almaya başladı...

şöyle güzel bir karnıyarık yanına pirinç pilavı ve cacık kimsenin red edemeyeceği bir menü olur diye düşünüyorum...

karnıyarık yapmak  için ilk yapacağımız patlıcanları seçmek... Özellikle içi fazla çekirdekli olmayan ne çok büyük nede çok küçük dışı yumuşamamış parlaklığını kaybetmemiş patlıcanları seçmek yemeğinize lezzet katacaktır...

aslında bütün yemeklerde iyi malzemelerden iyi yemek ortaya çıkacağını söylemek çokta yanlış olmaz...
buradaki ayırt edici unsur elimizdeki malzemelerden en iyi yemeği pişirmek bence...

neyse yemeğimiz için öncelikle patlıcanları alacalı dediğimiz şekilde yani dikine zebra desenli şekilde soyuyoruz...

kafalarını kopartmıyoruz unutmayın...(en azından benim tercihim bu yönde)

soydukça bir kase içine koyduğumuz tuzlu suda beklemeye bırakıyoruz...

daha sonra kurulayıp kızartma tenceresi yada fritözde derin ve iyice ısınmış yağda kızartıyoruz...

kızaranları kağıt havlu serdiğimiz kabımıza çıkartıyoruz...

içi için 2 adet kurusoğanı küp şeklinde doğrayıp yarım çay bardağı sıvı yağda kavurmaya başlıyoruz... aynı anda yada hemen takiben 2-3 tane biberide aynı boyutlarda doğrayıp kavurmaya devam ediyoruz...250 gr kadar kıymamızıda ilave ettikten sonra 3 tane domateside doğrayıp tuz ve karabiberini de ekleyerek tencerenin kapağını kapatıp altını kısıyoruz... 2-3 dakika kadar bu şekilde pişirdiğimiz içimiz artık hazır demektir...

karnıyarık tenceremize patlıcanlarımızı tek tek alıp bir kaşık yardımıyla ortalarını açıp içlerine harcımızı dolduruyoruz...

fırında yapmak isteyenler bu aşamada tepsi yada borcama dizebilirler...

sonra 1.5- 2 çorba kaşığı   salçayı 2 su bardağı soıcak  su ile sulandırıp tenceremizin üzerinde gezdiriyoruz...

kapağını kapatıp suyunu biraz çekene kadar pişirdikten sonra üzerine birazda doğranmış maydonozla süsleyerek servis edebilirsiniz...

afiyet olsun...


arpacık soğan ve mantarlı dana yahni

arpacık soğan ve mantar yanında biraz patatesle dana etine gerçekten çok güzel uyum sağlıyor bence...

bu mazlemeleri birleştirmeninde iki yolu var...

birinci yol az zamanda büyük işler yapmak için etleri çiğden koymak ama soğanlar biraz eriyor...

ikinci yol ise  düdüklü tenceremizde eti önce yağda mühürleyip sonra 1 su bardağı su ile haşlamak...

gelelim tarifimize...

düdüklü tenceremize yarım çay bardağı sıvı yağ ilave edip içerisine 1 çorba kaşığı salça ilave ederek kavurmaya başlıyoruz...

sonra 300 gr. kadar küçük mantar (yoksa büyük mantarları 2 ye de bölerek kullanabilirsiniz) ilave edip suyunu salıp çekene kadar pişiriyoruz...

sonra 2 adet patatesi etlerimiz ve mantarlarımız büyüklüğünde doğrayarak ilave ediyoruz...

son olarak da 300 gr. kadarda arpacık soğanını soyup ilave ettikten sonra sıra etlerimize geliyor...

(soğanları kolay soymak için 5 dk. kadar soğuk suda bekletmenizi öneririm )

etleri önceden haşlasakta haşlamasakta bu aşamada ilave edip 1 bardak kadar da sıcak et suyu ilave edip (etleri haşlamadıysanız sadece sıcak su da olur) düdüklümüzün kapağını kapatıp pişmeye bırakıyoruz...

etlerimizi haşladıysak normal tencere kullanabileceğimiz gibi düdüklüde 20 dk. kaynatmakta yeterli olacaktır...
ancak etiniz çiğden ise  45 dk. kadar kaynatmanız gerekecektir...

piştikten sonra tabaklarda üzerine maydonoz da ilave ederek servis yapabilirsiniz...

afiyet olsun...

KIYMALI SARIYER BÖREĞİ ( BAKLAVA YUFKASINDAN )

sarıyer böreği benim gerçekten çok sevdiğim bir börek...

kıymalısı yanında çay veya ayranla gerçekten çok lezzetli oluyor...

normal şartlarda yağla açılan yufkayla yapılan bu böreği evde yapmak pekde mümkün değildi, ancak artık elimizin altında baklava yufkası var...

bu yufkayla yaptığım böreğin dışarda satılanlarla hemde, iyi olanlarıyla  aynı lezzette olduğunu belirtmek isterim...
üstelik yapımıda gerçekten çok kolay...

öncelikle bir tencere yada tavada 2 adet kuru soğanı küp şeklinde doğrayıp yarım çay bardağı sıvı yağda öldürüyoruz...
sonrasında üzerine 250-300 gr. kadar kıyma ilave edip beraberce kavurup soğumaya bırakıyoruz...tabi tuzunu ve karabiberinide ilave etmeyi unutmuyoruz... isteyenler kuş üzümlerini de bu aşamada ilave edebilirler

bu sırada bir cezvede 2 çorba kaşığı katı yağı eritip içarisine 1 fincan süt ilave ederek  harcımızı hazırlıyoruz...
 daha sonra tezgahımıza 1 yufka alıp üzerine fırça yardımıyla harcımızdan az miktarda sürüyoruz ve bu işlemi
dört yufka olana kadar sürdürüyoruz...

bu aşamada dikkat etmemiz gereken husus yufkaların arasına harçtan mümkün olduğunca az sürmek, zira çok sürdüğünüz aman hem böreğiniz çok ağır olacak hemde parçalanabilecektir...

yufkalarımızın uç kısmına kıymalı içimizden ince bir sıra olacak şekilde koyup sanki halı sarar gibi yuvarlarak sonrada böreğimizin şeklinde kıvırarak hafifçe yağladığımız tepsimize alıyoruz...

tepsimiz dolduktan üzerlerine 1 yumurtanın sarısını sürüp 180 derecede ısıttığımız fırında iyice kızarana kadar pişiriyoruz...

dilimleyerek servis yapabilirsiniz afiyet olsun...

www.morfill.com

Lazanya

Lazanya aslında bizim mutfağımıza çokda yabancı bir yemek değil bence...

sonuçta hamur ve kıymadan yapılıyor...

mantı gibi patile gibi yağlama gibi oda tam bir akdeniz yemeği...

yapım mantığıda birbirlerine çok benziyor zaten...

lazanyada  2 orta boy soğanı yarım çay bardağı kadar sıvı yağda kavurup üzerine 250 gr. kadar kıymayı ilave ettikten sonra 1.5 tepeleme çorba kaşığı kadar salçayıda ekleyip bir su bardağı su , bir tutam tuz ve karabiberle sos haline getiriyoruz...

başka bir tencerede ise 2 tepeleme çorba kaşığı unu bir çorba kaşığından bira fazla margarin ile kavurduktan sonra üzerine 1 lt. sütü ilave ederek normalinden biraz daha sıvı bir beşamel sos yapıyoruz...

bir borcam veya tepsiye en alta yapışmaması için beşamel sostan biraz ilave edip üzerine tamamını kaplayacak şekilde 1 kat lazanya diziyoruz... Lazanyaların üzerine kıymalı sosumuzu ve yine Beşamel sosumuzu gezdirdikten sonra bir miktarda kaşar ilave ederek bu katmanı tamamlamış oluyoruz ve bir kat daha lazanya dizerek devam ediyoruz...

Lazanyalarımız bitene yada borcamımız dolana kadar bu işlemi tamamladıktan sonra en üst kata biraz beşamel sos ve kaşar rendesi koyup 200 derecede ısıttığımız fırında yaklaşık yarım saat kadar pişirdikten sonra dilimleyerek servis yapıyoruz...

Lazanyanın kıymalı harcına mantardan havuca kadar ve hatta ıspanağa kadar dilediğiniz herşeyi zevkinize göre ilave edebilirsiniz... 

isterseniz kıyma yerine küçük küçük kuşbaşı doğranmış tavuk eti yada balık seviyorsanız ton balığı da koyabilirsiniz... 

yemek bir zevk işi sonuçta... Önemli olan  sevdiğiniz lezzetleri yakalamak...

pırasa deyip geçmeyin ...

evet gerçekten de pırasa deyip geçmeyin...
çocuklar sevmez sakın demeyin...
bir kez yapın; tarifide ben uydurdum deyip havanızı atın...
daha ne yapayım...

nasılmı çok kolay...

4-5 tane pırasanın beyaz kısımlarını verev doğrayıp buharda pişiriyoruz...
hani daha öncede resmini paylaşmıştım tencere içi buharlı pişirme aparatı vardı onunla çok rahat oluyor...
olanlar tabiki buharlı pişiricide kullanabilir...

bir tencerede bir kuru soğanı 100 gr. kadar kıymayla kavurup içine de 1 çorba kaşığı salça,tuz karabiber ve severseniz bir tutam kuru nane atıp 1 çay bardağı suyla beraber pişirip bir sos haline getiriyoruz...

  bu arada evde varsa bir önceki günden kalan yoksa yeni haşladığımız yarım paket tercihen burgu makarnayı bu sosa katıp karıştırıyoruz...
karışımı bir borcama alıp pişirdiğimiz pırasalarıda ilave ettikten sonra pırasalar dağılmayacak şekilde hafifçe harmanlıyoruz....
 başka bir tencerede 1 kaşık katı yağda 1 kaşık unu kavurup 2 su bardağı sütle topaklanmadan pişirip beşamel sos  hazırlayarak borcamımızın üzerini kapatıyoruz...

kaşıkla hafif hafif araları açarak sosun alt kısımlarada gitmesini sağladıktan sonra varsa üzerine kaşar rendesiyle yoksa öylece fırının sadece üst ızgara kısmını çalıştırarak üzeri kızarana kadar pişiyoruz...

gerçekten lezzetli oluyor şimdiden afiyet olsun...