file:///C:/Users/osener/AppData/Local/Temp/yandex_5595a10dc0cbe17c.html

28.Uluslararası Mengen AŞÇILIK FESTİVALİ-1

hafta sonu mengendeydim ...

başta arkadaşım  Olcay Erginay olmak üzere, Erginay ailesinin  konuğu olarak eşimle beraber güzel bir hafta sonu geçirdik....

hem mengenin muhteşem lezzetlerini tattım hemde doğal güzelliklerini yaşadım gerçekten...

bu güzel hafta sonunu tek yazıda yazmak gerçekten zor benim için  ...

bu sebepten yemeklerle mengeni ayrı ayrı anlatmaya karar verdim sizlere...



 mengen gerçekten doğal güzelliklerle dolu bir yer...
insanları gibi doğasına da el değmemiş...
tıpkı yukarıdaki gölette olduğu gibi...
mutlaka ziyaret edip etrafında dolaşmanızı o bolunun saf oksijenini ciğerlerinize çekmenizi öneririm...


mengende çok fazla tesis yok ama hindiba pansiyon gerçekten hafta sonu gelip kalmak için ormanın ve derenin içinde muhteşem bir yer...
işletmecisi hacettepe mezunu bir genç ...
şehirden kaçıp kendini doğal yaşama adamış...
ağaçların altında hamaklar, salıncaklar tamamı ahşap masalar var...
yer yer yerlere atılan kütükler bile oturak olarak düşünülmüş...
bahçede kurulu iki kamp çadırı kendini kamp havasında hissetmek isteyenler için gerçekten ilginç olmuş...



 bu resim aslında bir kabak ....

 bunlarda bu eserleri yaratan aşçı arkadaşlar...
onlar bir kabak yada bir karpuzdan yaptıkları eserlerle katılmışlar aşçılık festivaline...
standlarına hayran kalmamak gerçekten elde değil...

 ve anlaşıldığı üzere karpuzdan yapılma onlarca figür...
gerçekten insanın karpuzları yiyesi gelmiyor resimler bozulacak diye...


mengen aşçılık okulu mezunları derneği başkanı arkadaşım Levent Demirçakmak ve ödüllü aşçı Fehmi Peker ilede bol bol  sohbet etme fırsatı buldum...
bu güzel organizasyona olan katkılarından dolayı hepsini tebrik ediyorum...



 mengen insanı kendine özgü oyun tarzıyla gerçekten çok renkli...
her köşede oynayan köçekleri görmek mümkün...
akşam düzenlenen konserde bolulu sanatçı ramazan çelik ortalığı kırdı geçirdi desem yalan olmaz sanırım...
gençlerin hep birlikte oynadığı bolu oyunları bana keşke bende bolulu olsaydımda onlara katılabilseydim dedirtti gerçekten...


 bu güzel gezinin süprizi ise pazar gününe denk gelen offroad yarışlarıydı...
izlerken gerçekten çok heyecanlı anlar yaşadık...


 şükrüye teyzemin bizlere yaptığı muhteşem yemekleri bir dahaki yazıda anlatacağım ...
dedikleri gibi oklava aşçının tüfeğidir  :)